Ramazan Turan
Yazı ve fotoğraf
Hilmi Bulunmaz
6 Şubat 2006
Uzun zamandır tanıdığım nitelikli ve dobra insanlardan biridir Ramazan Turan. Saftır. Kötülüklerden arınmış, daha yerinde bir deyişle kötülüğe hiç bulaşmamış yiğit bir insandır. Değer verdiğiniz her şeyinizi emanet edebileceğiniz ender kişilerdendir.
Real Mardin’in “Green Derik” ilçesindendir. Arapça düşünür, Türkçe konuşur, Kürtçe lanet okur ve İngilizce mırıldanır. Tam bir Mardinlidir. Herkesin hemfikir olduğu: Mardin, diller ve dinler mozayiğidir… anlayışı adeta Ramazan Turan’da hayatiyet bulur.
Baran diye bir aslanı vardır. İkinci aslan yoldadır. Ultrasonik yaklaşımlara yabancı olmayan Ramazan, bu sayede ikinci aslana sahip olduğunu, bizlere müjdelemiştir.
Eşinin adını –sanırım köylülüğümüz nedeniyle- sormadık.
Ağabeyinin adı üçüncü Mahmut’tur. Yeniçerilerin öldürdüğü ikinci Mahmut’tan sonra iktidara gelmiştir.
Türkiye kuyumculuk sektörünün ileri karakollarından biri olan Güner Gold ve Güner Kalıp Fabrikası konusunda sürekli bilgiler veren ve bu şirketlerin çıkarlarını kendi çıkarlarının önüne koyabilme becerisini gösteren Ramazan, tipik bir Bekçi Murtaza ve yiğit bir “Gözlerimi Kaparım Vazifemi Yaparımcı”dır. Romancı Orhan Kemal ve oyun yazarı Haldun Taner, yaşasalardı Ramazan Turan’dan öğrenecekleri çok şey olurdu.
Bazı meyveleri sevmez, hatta açık renkli meyvelerin adı anıldığında, her nedense küfür eder. İnsanları sever. Kürt, Türk, Arap…hiç kimseyi ayırt etmez. Hiçbir insana küfür etmez. Kimsenin kuyusunu kazmaz. Balık tutmayı sever, tuttuğu balıkları kendinden çok başkaları yer.
Suha Enç, en yakın arkadaşıdır. Bazı konularda ve bazı zamanlarda Suha için elini ateşe sokmuştur. Pişmanlık duymaz.
Gelişmeye açık, açık toplum yapısından yana, bir parça demokratik cumhuriyetçi, internetten sonuna dek yararlanabilme işlevselliğine sahip, bilmediklerini ortaya koyabilme cesaretini her zaman yanında taşıyan, öğrenmeye aç bir insan.
Bana saygıyla yaklaşan ve içtenliğinden hiçbir zaman kuşku duymadığım Anadolu çocuğu. Onun bunun çocuğu değil.
Yeni bir kravat aldığında çocuk gibi sevinebilme donanımına sahip olan Ramazan, boyunbağı koleksiyonu yapmaya bayılır. Kravatlarını açık arttırmaya çıkarırsa, sanırım bir ev alabilir…
Her zaman temiz giyinen, temiz davranan ve temiz düşünen böyle bir insanı tanıdığım için kendimi zengin hissediyorum.
Not: Yukarıdaki yazı, Kuyumcu Dünyası Gazetesi'nin Mart 2006 sayısında yayınlanmıştır.
(Kaynak: hilmibulunmaz.com)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder